Bir markasınız ve sosyal medyada olmanız kaçınılmaz bir zorunluluk peki ya hedef aldığınız o tüketiciler kim ve neden sizi takip etmeli? Sosyal medyada var olmanızın amacı nedir? (Marka Bilinirliği, Sosyal ticaret, Web site ziyareti vs.)Öncelikle bu sorular ile başlanarak sosyal medya kanallarınızda içerik stratejinizi adım adım doğru bir şekilde oluşturmaya başlayabilirsiniz.
Bilindiği üzere her sosyal medya kendine has özelliklere sahip olduğundan hali hazırda hitap ettiği kitlelerde de farklılıklar gösterebilmektedir. Bu durum da sosyal medyada mecraya göre içerik stratejisi oluşturarak farklılaştırılma yapılmasının markanız için önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Yani Copy+paste mantığı ile aynı gönderiyi sahip olduğunuz tüm sosyal mecralarda kullanmanız gönderi etkileşimlerinde hüsrana uğramanıza sebep verebilir. Instagram’da yer alan kitle ile Facebook’ta yer alan kitle başka olabiliyorken Twitter’da olan kitle bambaşka olabilmekte. Google’dan sonra en büyük arama ağı haline gelen Youtube’da kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir sosyal mecra. Hamlelerimizi bunları göz önünde bulundurarak içeriğinizi oluşturmanızda fayda bulunmakta. Rakiplerden farklı olmak ve sektörde önde gelen bir sosyal medya hesabına sahip olmak için, eğitici, eğlenceli ve faydalı bilgiler kullanmak rutin ürün veya hizmete ait görseller yerine daha arka planda tutularak takipçilerinizin markanız ile olan etkileşimini arttırır ve yayınlandığınız gönderilerinizin kendi hesaplarında paylaşılmasını kolaylaştırır. Peki ya içeriklerininizin paylaşılacağı zaman dilimi? Bu noktada öncelikle mevcut hali hazırda var olan sayfalarınızda paylaştığınız gönderilerin etkileşimlerini en yüksek olduğu saatler ve günler göz önünde bulundurulur. Düzenli olarak aynı saatlerde yaptığınız paylaşımlarınız etkileşim noktasında sıkıntı yaşayabilir. Bu noktada da farklı zaman dilimleri de göz önüne alınıp deneme – yanılma yerine testler yapılarak süreç gözlemlenebilir. Hedef tüketicilerin sosyal medyada hangi gün ve saatlerde aktif olduğunu belirlememiz sosyal medya aktivitelerimizin başarısını arttıracaktır. Bunda da yukarıda bahsettiğimiz gibi her bir mecra için ayrı ayrı takip ve gözlem yapmanızda fayda var. Ayrıca bilmenizin size avantaj sağlayacağı bir durum ise takipçi sayınızın çokluğundan ziyade almış olduğunuz etkileşim oranınız sizi başarıya ulaştıracaktır. Facebook üzerinden konu ile ilgili örnek vermek gerekirse; 300 bin takipçiye sahip olmanız, yaptığınız bir gönderi paylaşımının 300 bin kişinin anasayfasında görüleceği anlamına gelmemektedir. Burada çeşitli algoritmalar yer almakta olup ve facebook’un pazarlama stratejisi doğrultusunda gönderi ön plana çıkart seçeneği ile etkileşime geçecek kişi sayısının oranlarını sizlerle paylaşmakta. Sözün özü takipçi sayısı yerine kaliteli gönderilerle etkileşim oranınızı yüksek tutmaya bakın. Ne kadar kaliteli ve paylaşılmaya değer içerik o kadar organik erişim şansınız da artar!
Sık gönderi paylaşımı ne kadar doğru? Bu her ne kadar markalar açısından cazip bir durummuş gibi gözüksede insanların artık sosyal medyayı eskisi kadar önemsemediği ve bilgi, gönderi, reklam bombardımanı altında oldukları gün gibi ortada. Marka olarak çok paylaşım yapmanız hedef tüketiciler gözünde sizi çekici bir halde değil aksine itici bir halde görünmenizi sağlayabilir ve bir noktadan sonra ya takipten çıkar yada ilgisini çekmez olursunuz. Tüketiciler yada tüketici adayları faydanın peşinde, ilgisini çekebildiği kadar sosyal medya da onlar için varsınız. Sattığınız ürün yada hizmete ihtiyacı varsa ya da çok cazip bir imkan sunan bir gönderi oluşturduysanız peşinizden gelecektir. Aksi halde sadakat kavramını oturtturamamışsanız onun kafasında tek alternatif siz değilsiniz. Unutmayın ki rakipleriniz de boş durmuyor durmayacaklarda! Keyifli ve kazançlı bir sosyal medya yönetiminiz olması dileğiyle.